Mahremiyetin içerisinde yer alan kişisel sınırlar kavramı, çocuğun kendisinin ve başkalarının sınırlarını fark etmesi, sosyal hayatında bu sınırları koruyabilmesi ve sağlıklı sınırlar oluşturabilmesi gibi kavramları kapsamaktadır. Çocuklar 3 yaş itibariyle cinsiyet kavramlarını fark eder, neden-sonuç ilişkisi kurmaya başlayarak problem çözme becerilerini geliştirirler. Bu açıdan erken çocukluk döneminde, özel alan ve sınırların tanımlanması ve çocuğa öğretilmeye başlanması çocuğun cinsel ve ruhsal sağlığı açısından oldukça önemlidir.
Bu kavramların çocuğa aktarılmasında ailelerin ve eğitim kurumlarının rolü büyüktür.
Bedenim Bana Aittir!
Mahremiyet ve beden bütünlüğü konusunda en önemli nokta çocukta ‘izin verirsem’ bilincini oluşturmaktır. Çocuk ancak kendisi izin verirse ona dokunulabileceği bilinciyle yetiştirilmelidir. Anne babalar ve diğer bakım verenler, çocuğu fiziksel olarak sevmeden ya da öpmeden önce ‘seni öpebilir miyim?’ diye sormalı, izin aldıktan sonra öpmelidir. Çocuk hayır derse isteği dışında bu davranışlarda bulunulmamalıdır. Çocuk izin vermediği sürece kimsenin kendisine yaklaşamayacağı bilinci, öncelikle özel olarak aile içinde oluşturulmalı ve genele doğru sosyal hayatta da devam ettirilmelidir. Çocuklara beden bütünlüğüne dair bilgiler verirken, vücudun kişiye özel olan bölgeleri çocuğa öğretilmelidir. Erken çocukluk döneminde kişi sürekliliği kazanmış çocuklarda, kişilerin mahrem bölgelerinin nereler olduğu ve ‘ben ve diğerleri’ ayrımıyla birlikte mahrem bölgeleri görmenin ve dokunmanın izin dahilinde olduğu kişileri belirtmek sağlıklı olacaktır. Çocuk için anlatılan özel bölge tanımı anne-baba için de geçerlidir. Çocuk bu alanları görmek isterse izin verilmemeli, kişiye özel mahrem bölgeler olduğu vurgulanmalıdır. Çocuğun cinsel organ ile ilgili soruları kendi bedeni üzerinden veya kitaplar ve yaşa uygun içerikler dahilinde anlatılmalıdır.
Çocuğumuzla Açık İletişim Kurmalıyız
Çocukların kendilerini sevmesi, kendilerine saygı duymaları ve problemleriyle ilgili destek talep edebilmeleri ebeveynleriyle kurdukları iletişim ve ilişkiyle gerçekleşir. Çocuklarla iletişim kurarken onları sonuna kadar dinlemek, sakinliğimizi korumak ve onlarla işbirlikçi diyaloglar
kurmak çocuğunuzla aranızdaki iletişimi güçlendirirken, karşısına çıkan problemler karşısında yanında olduğunuzu hissettirerek ona güven verecektir.
Çocukların kendi kişisel sınırlarını koruyabilmeleri ve başkalarının sınırlarına saygı gösterebilmeleri için öncelikle kendi bedenlerindeki sınırları tanımlayabilmeleri önemlidir. Hikayeler ve görseller aracılığıyla çocukların mahrem bölgeleri tanımlanabilir. Bu alanlara
anne, baba ve anne babanın denetimindeyken doktor dışında kimsenin dokunmasına izin verilmeyeceği anlatılır. İyi ve kötü dokunuştan bahsederek, kendilerini koruma yöntemleri çocuklara aktarılmalıdır. Bedensel sınırlarının yanında çocuğa ait özel alanlar tanımlamak
önemlidir. Örneğin çocuğa ait bir çekmece belirleyerek, özel eşyalarını buraya koyması istenir. Bu alanı kullanmadan önce çocuktan izin almak özel alan kavramını pekiştirecektir. Aynı zamanda çocuğun bireyselleşmeye başlamasıyla kendisine ait bir odada kalıyor olması da özel
alan tanımlaması için atılacak önemli adımlardan bir tanesidir.
Aileler, küçük yaştaki çocuklarına bir şeyler öğretmekte zorlanabilir. Ancak aile, ev içerisindeki davranışlarına dikkat ederse ve çocuğa yönelik davranışlarını da bu yönde düzenlerse, çocuk da aslında bu davranışları benimseyerek, bu eğitimi alarak yetişmiş olur. (Akcan, 2016). Örneğin, ebeveynler çocukların odasına girerken kapıyı çalarak veya izin alarak girmelidir. Bu davranışı ailesinde gören çocuk da ebeveynlerinin odasına veya başkasına ait bir odaya izinsiz girmez. Ek olarak, çocuğun yaşı ne kadar küçük olursa olsun onun özeline saygı duyarak, üstünü veya altını değiştirmek için başka bir odaya geçilmelidir. Tuvalet eğitiminin verilmeye başlandığı yıllardan itibaren de çocuğun temizliğini kendisinin yapması konusunda teşvik edilmeli, daha sonraki adımlarda kapıyı çekerek tuvalette yalnız bırakılmalı ve bu ihtiyacını tuvalet haricinde bir yerde gidermesine olanak verilmemelidir. (Örneğin çocuğun lazımlığının, tuvalet dışındaki başka odalara konmaması gibi).
Özel alan ve sınırlar eğitimi öncelikle ailede başlayan ve sonra okulda devam etmesi gereken çok önemli bir konudur. Aileler ve eğitimciler, çocuğun sağlıklı kişisel gelişimini sağlamak açısından bu konu üzerinde hassasiyetle durmalıdır.