Ada Anaokulu http://adaanaokulu.com.tr Ana okulu Mon, 13 Dec 2021 02:42:12 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.8.3 Korkular http://adaanaokulu.com.tr/korkular/ http://adaanaokulu.com.tr/korkular/#respond Mon, 13 Dec 2021 02:42:12 +0000 http://adaanaokulu.com.tr/?p=3701 Çocukluk dönemi korkuları ile ilgili bazı önemli k-noktalar;
Yaşamımızın belli dönemlerinde korku ve kaygı yaşarız.
Çocukların sağlıklı gelişimleri için bu duygular gereklidir.
İlk çocukluk dönemi çocukların yaşamlarını tanımaya başladıkları, içinde bulundukları ortamı, ortamdaki farklılıkları gözlemlemeye çalıştıkları bir dönemdir.
Zihin yetenekleri geliştikçe ve bilmedikleri, tanımadıkları şeylerle karşılaştıkça çocukların korkuları da azalır.
Çocuğun güçsüzlüğünden ve zihin yeteneklerinin tam olarak gelişmemesinden kaynaklanan korkuları ilk çocukluk dönemi korkuları olarak tanımlayabiliriz.
Korkutulma dolayısıyla çocukta ortaya çıkan korkular ise yanlış yetiştirme şekli olarak düşünülebilir.

KORKU DOĞAR VE BÜYÜR
Doğumdan sonraki ilk bir yıl bebeklerin en büyük korkusu ona bakım veren kişiden ayrı kalmaktır.
1-2 yaş arası çok büyük objeler hayvanlar yüksek sesler korkutucu olabilir.
3-4 yaş döneminde palyaço gibi büyük ve renkli şekiller, böcek hayvan korkuları görülebilir.
Ayrıca ayrılık korkusu ve sıklıkla karanlıktan korkma başlayabilir.
5 yaş itibariyle, suç, şiddet kavga içeren görüntülerden, dış dünyadan fırtına deprem gibi doğal afetlerden korkmaya başlayabilir.

KARANLIK KORKUSU
“Çevremde ne var ne ile karşılaşacağım?”
Kaçınma davranışları:

  • Karanlık odalara yalnız girememek.
  • Anne babanın yanında yatmak istemek.
  • Işık yakmadan uykuya geçememek.
]]>
http://adaanaokulu.com.tr/korkular/feed/ 0
Baba Olmak http://adaanaokulu.com.tr/baba-olmak/ http://adaanaokulu.com.tr/baba-olmak/#respond Thu, 21 Oct 2021 10:21:49 +0000 http://adaanaokulu.com.tr/?p=3682
Sosyo-ekonomik bilimsel gelişmeler, geleneksel aile yapısının çekirdek aileye dönüşmesi, çalışan anne sayısının artması, tarihsel süreç içinde "baba olma" kavramını değişikliğe uğratmıştır. Artık günümüzde babaları hamileliğin ilk günlerinde itibaren anne ile sorumluluğu paylaşan, çocukları ile duygusal bir bağ kuran rolde görüyoruz. Baba ile bebek arasındaki duygusal bağın kurulmasında, doğumdan hemen sonra birebir ilişki kurulması önemlidir. Bazı babalar çocukları ile ilgilenmek için çocuklarının bunu anlayabilecek kadar büyümesi bekler. Oysa bebeğinin altını değiştiren, karnını doyuran, onu uyutan bir baba ile çocuğu arasında ilk duygusal bağ oluşmaya başlar. Ayrıca çocuk gelişimi ile ilgili tüm araştırmalarda ilk 6 yılın özellikle de ilk 1 yaşın çocuğun gelişimi için en önemli dönem olduğu vurgulanmaktadır. Bu yıllardaki duygusal, bilişsel ve sosyal gelişim sonraki yıllar için temel oluşturur. Cinsiyet ayırt etmeksizin her çocuğun üzerinde babanın sosyal, fiziksel ve duygusal etkileri vardır. Sağlıklı bir cinsel kimlik oluşturabilmek, etkili iletişim kurabilmek, kendini doğru ifade edebilmek, içgüdülerini kontrol edebilmek, kısacası bireyselleşebilmek çocuğun baba ile ilgili olan iletişimiyle doğru orantılıdır. Baba ile çocuk arasındaki destekleyici, olumlu ilişkinin bilişsel becerileri ve okul yıllarındaki akademik başarıyı olumlu olarak etkilediği belirtilmektedir.
]]>
http://adaanaokulu.com.tr/baba-olmak/feed/ 0
Anaokulu Uyum Süreci http://adaanaokulu.com.tr/anaokulu-uyum-sureci/ http://adaanaokulu.com.tr/anaokulu-uyum-sureci/#respond Wed, 13 Oct 2021 08:40:52 +0000 http://adaanaokulu.com.tr/?p=3660

ANAOKULU UYUM SÜRECİ

Çocuklar ve aileler için, anaokuluna başlama ve uyumlanma süreci önemli ve dikkate değer bir konudur. Çocuk, anaokulu başlangıcından itibaren anne ve babadan ayrılır ve daha önce deneyimlemediği farklı bir dünya ile tanışır. Doğduğundan şimdiki anaokulu sürecine kadar almış olduğu eğitim, anne ve baba
etkisinde gerçekleşmiştir. Fakat anaokuluna başladığı an kendisi için farklı olarak tanımlayabileceği ve birçok kazanım sağlayabileceği psiko-sosyal bir düzen ile karşılaşır. Eğer çocuğunuz, 3 yaşından önce anaokuluna başlayacaksa, ebeveynlerin de anaokulunda çocukla bir süre vakit geçirmesi faydalı olabilir. Ebeveynler, çocukla birlikte oyun gruplarına dahil olabilir ve uyum sürecinde bir süre çocukla beraber
aynı ortamda vakit geçirebilir.Bu durumda anaokuluna uyum dönemi daha sağlıklı ve kolay bir şekilde atlatılabilir.

ÇOCUK GELİŞİMİNDE OKUL ÖNCESİ DÖNEMİN ÖNEMİ

Okul öncesi dönem; çocuğun gelişimi açısından çok önemli bir dönemdir. Duyuşsal, bilişsel ve sosyal gelişiminin başladığı bu dönemde, sosyalleşme süreciyle yeni tanışan çocugun bu dönemi sağlıklı bir şekilde geçirmesi çok
kıymetlidir.

ANAOKULU ALIŞMA SÜRECİ

Anaokuluna giden çocukların gitmeyen çocuklara göre daha olumlu sosyal ilişkiler geçirdiğini kanıtlayan birçok araştırma vardır. Gelişimine uygun koşullarda ve sevgi dolu bir ortamda anaokuluna giden çocuklar yaşamlarının sonraki dönemlerinde daha uyumlu, daha girişken ve daha aktif olabilirler.Başta arkadaşlık
ilişkileri olmak üzere, ev içinde deneyimleyemediği birçok şeyi çocuk anaokulunda da deneyimleyecektir. Bu zamana kadar yalnızca yetişkinlerle iletişim hâlinde olan çocuk akranlarıyla oynayarak, paylaşma duygusunu öğrenir. Bu şekilde çocuk, sosyalleşme yolundaki ilk adımlarını anaokulunda atmış olur.

ANAOKULU SÜRECİNDE EBEVEYNLERİN ÇOCUKLARA YAKLAŞIMI NASIL OLMALIDIR ?
Anaokuluna alışma süreci başlamadan önce çocuğa açıklama yapmak ve anaokulunu benimsetmek, bu süreci daha kolay hâle getirir. Anaokulunun yalnızca yaşıtlarının bulunduğu bir yer olduğu belirtilmeli, anne ve babaların orada bulunmayacağı açıklanmalıdır. Ailenin süreç boyunca takındığı sakin ve kararlı tavır en önemli unsurdur. Çocuğun tutumuna göre bir karar alınmamalıdır. Anne baba için işe gitmek nasıl normal bir davranışsa, çocuğun anaokuluna gitmesinin de o kadar normal olduğu açıklanmalıdır. Ebeveynler, anaokuluna uyum sürecinde öğretmenlerle birlikte hareket etmelidir. Çocuğun uyumu aile ve öğretmen iş birliği ile yürütülmesi gereken bir süreçtir. Aileler süreç hakkında bilgi sahibi olmalı ve öğretmenler de bu süreçle ilgili ailelerle irtibatta olmalıdır. Eğer aile okula güvenir ve severse çocuk da bunu hisseder.
ANAOKULUNA UYUM SÜRECİNDE OKULUN ROLÜ
Çocuğun başlayacağı anaokuluna öncelikle anne ve baba güvenmelidir. Çünkü anaokuluna uyum süreci aileler için de bir ayrılma anlamına gelir. Dolayısıyla bu dönemde anne ve babaların da zorlanması son derece doğaldır. Bu durumları en aza indirmek için aileler okul seçimi sırasında değer verdikleri, güvendikleri bir kurumu seçmelidirler. Bunun olmaması halinde ailesinde hissedeceği bu güvensizlik duygusunu sezerek okula gitme konusunda sıkıntılı bir süreç geçirebilir. Çocuk anaokulunda neler yapacağını bilmelidir. Öğretmenler anaokuluna uyum sürecinin başında çocuklara anaokulu hakkında bilgi vermelidir. Anaokulunun nasıl bir yer olduğu, ne olduğunu açıklamalıdır. Anaokulunda ne yapacağı hem aile hem öğretmenler tarafından çocuk için anlaşılır bir dille anlatılmalıdır. Örneğin çocuk, anaokulunda birçk arkadaş edineceğini bilmelidir. Bir çok farklı oyuncaklarla oynayacağı, yeni aktivitelerle tanışacağı, dans ve çeşitli oyunlar öğreneceği açıklanmalıdır. Ebeveyn ve öğretmen bu konuda ne kadar sakin yaklaşırsa çocuk da anaokuluyla ilgili olumlu düşünceleri pekiştirecektir.
]]>
http://adaanaokulu.com.tr/anaokulu-uyum-sureci/feed/ 0
Eylül Postası http://adaanaokulu.com.tr/asiri-koruyucu-anne-baba-tutumunun-cocuga-etkisi/ http://adaanaokulu.com.tr/asiri-koruyucu-anne-baba-tutumunun-cocuga-etkisi/#respond Sun, 13 Sep 2020 05:08:30 +0000 http://adaanaokulu.com.tr/?p=3407

YENİ NORMALDE ESKİ ALIŞKANLIKLAR

Şimdi yaşamımıza yön veren yeni bir tanım var, Pandemi. Artık tüm yaşamamızı bu tanım üzerine düzenlemeye başladığımız bir gerçek. Bu yeni düzen kafamızda birçok soru işaretine de neden oluyor elbette ve anne babalar için en büyük soru işareti de çocuklar. Şimdi “Pandemi Çocukları” için ne yapmalı? Anne ve babalar en az zararla çocuklarına bu dönemi nasıl yaşatmalı? Sağlık kaygılarının ön planda olduğu bu dönem evdeki düzenin değişmesi, sosyal hayatın kısıtlanması ile ruhsal olarak da zorlayıcı bir süreç yaşanmasına neden oldu.

Belki de çocukların dönemini öncesi, sonrası diye bölümlere ayırmak gerekir. Pandemi öncesi çocuklar (Normal Dönem), karantina dönemindeki çocuklar (Anormal Dönem) ve şimdi “Yeni Normal” diye tanımladığımız çevrimiçi ve yüz yüze iletişimin tercihe bırakıldığı, sosyal hayattan birkaç parmak bal çalınan ama yine de evde geçirilmeye çalışılan dönem (Farklı Anormal Dönem). Elbette bu dönemlerde her aile farklı süreçler yaşadı. Her çocuk aynı tepkide bulunmadı, her anne ve baba aynı ölçüde etkilenmedi. Ancak şöyle bir gerçek ile karşı karşıya kalındığını söylemek gerekir; anne ve babalar çocuklarını yeniden tanıdı, ev ortamında kendi tutumlarının ve tahammüllerinin derecesi ile yüzleşti. Şimdi en son noktada gelinen süreç, anne ve babalar işlerine güçlerine döndü, çocuklar da okula. Peki, süreç normale döndü mü? Burada herkesin “Normal” tanımını nasıl algıladığı ve hayatına nasıl aktardığı önemli.

Öncelikle bu zorlu dönemin sadece yetişkinlere özgü olduğunu düşünmemek gerekir. Çocukların duygu ve davranışlarındaki değişimlerin uyum sağlama süreçleriyle ilgili olabileceği göz ardı edilmemelidir. Bu dönem aslında çocuk ve ailenin bir arada paylaşımlarının artmasına olanak sağlayan bir fırsat gibi görünse de birçok aile ve çocuk için artık bu geçerliliğini yitirmiş de olabilir. Artık tahammülün azaldığı, yetişkinin kendine vakit ayırmakta zorlandığı hem ekonomik hem de sosyal açıdan sınırların çizildiği bu dönemde belki de en büyük kaybı çocuklar görüyor bile olabilir. Hâlâ alıştığımızın dışında gelişen olaylar bizi bazı değişimlere zorluyor. O zaman her şeyi gören bir gözle bakmaya çalışırak her değişim ve her alışılmış için ayrı ayrı düşünmeden bazı öneriler de bulunalım.

  • Ev ortamının düzenini yeniden düzenlemeniz gerekmiş olsa da yeni kurduğunuz düzenin sadece yetişkinler için değil, çocuklar için de uygulanabilir olduğuna emin olun.
  • Tablet, telefon gibi teknolojik aletlerin kullanımı yeni dönemde ihtiyaçtan dolayı da arttı; bu artışın kontrolünü sadece çocuklar üzerinde sağlamaya çalışmayın. Teknolojiye eğlence için ayrılan zamanın kontrolü sadece çocuklar üzerinden değil tüm aile bireyleri üzerinden yapılmalıdır.
  • Çocuklara ev içinde yeni sorumluluklar kazandırarak öz bakım becerilerini arttırın.
  • Kitap okuma, resim yapma vb gibi alışkanlıklarını artırmak ve kendi başlarına teknoloji dışında bir şeylerle uğraşmaları için önce eşlik edin sonra teşvik edin.
  • Çocukların zorlayıcı davranışları karşısında öncelikle ne hissettiği üzerine düşünün. Tekrarlayan zorlayıcı davranışların hangi durumlarda ve ne sıklıkla ortaya çıktığını gözlemleyin. Okula gidiyorsa öğretmeninden destek ve öneri isteyin. Okul ve ev ortamındaki davranışlarını gözlemleme üzerine iş birliği yapın.
  • Yetişkin olarak kendi duygu ve düşüncelerinizi, davranışlarınızı içinde bulunduğunuz döneme uyum sağlama açısından değerlendirin. Kaygı ile nasıl başa çıkabildiğiniz önemli çünkü kaygı aynı zamanda öğrenilen bir davranıştır. Çocuğunuz tarafında da öğrenilebileceğini unutmayın. Bu dönemde çocukların bazı zorlayıcı davranışlarının altında yatan nedenlerin arasında kaygı olduğunu söylenebilir.

Özellikle okul öncesi dönemdeki çocukların değişen ve gelişen karakterleri bu dönemde anne ve babaların tuttuğu ışığa çok ihtiyaç duyar. Bu ışığın her zaman çok güçlü ve sabit olmasını, hiç titrememesini beklemek mükemmel anne ve babayı beklemek anlamına gelebilir. Halbuki biz anne ve babanın tuttuğu ışığın istikrarlı bir şekilde aydınlık sağlamasını istiyoruz.

Elvan UCUR

Uzman Psikolojik Danışman & Aile Danışmanı

Bir Gün Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık

]]>
http://adaanaokulu.com.tr/asiri-koruyucu-anne-baba-tutumunun-cocuga-etkisi/feed/ 0